10 Ocak 2009 Cumartesi

KAÇIYORUM BEN

Bugün benim işyerime birisi geldi..Müşteri olarak tabi..Ben aynı zamanda perakende sektöründe de çalıştığım için herhangi birinin benim çalışma alanıma girmesi pek de şaşırtıcı değil..Çünkü gün içerisinde yüzlerce insan giriş çıkış yapıyor..Tabii bu gelen kişi sizin hayatınızda ilk aşık olduğunuz ve tam 5 yıl süresince hiç elele bile tutuşmadan sadece tuhaf bir şekilde bağlandığınız ama kesinlikle platonik olmayan ve acayip bir film hikayesi yaratabileceğiniz tarzda bir duygusallaşma yaşadığınız adam olursa değişir değil mi?

Benim içinde değişti..İlk önce soğuktan dolayı kat kat giyindiğimiz için bu aralar; tanıyamadım..Ama sonra bana bakan fıldır fıldır bir çift göz..Evet ya dedim bu biri ama kim ?..

Sonraki iç sesim de şöyleydi:

"Aman tanrım bu o...Burçin bu..."

Yaptığım hareket:

Hemen kaçmak..Sadece bilinçsizce..Çünkü kasadaydım ben..Ve o adam ödeme için bana uğrayacaktı en son çıkarken mutlaka.. Aslında oranın bizim olduğunu biliyordu..Neden geldi anlamadım..Belki bir anlık unutmuş olabilir..Ama durumu değiştirmezdi ki bu..
O buradaydı..Ve ben bilinçsizce kaçtım..Gittim içeri o çıkana kadar da çıkmadım.. O da beni gördü..

Bizim ki çok tuhaf bir durumdu..O da ruhsuzdu..Ama nedense ben onu çok değerli bulmuştum başlarda..Sonra o hiç elimi tutmadı.. Bende onun elini tutmadım...Biz bir yerlerde yemeğe falan da çıkmadık..İlk buluşmalar haricinde..Tüm bu garip duruma rağmen o aklına düşünce beni arıyordu..Bende bazen cevap veriyordum bu aramalara bazen de hiç sesim çıkmıyordu..Ama bana en son evlenme teklif etmişti..Hem de gerçekten yani resmi olarak başka birinden evlenme teklifi aldığım gece de.."Bu ne ya" demiştim..Ama hiç aklım onda kalmamıştı..Zaten diğer kişiye evet dedim..Fakat o da ayrı bir ayrılık hikayesine baş kahraman oldu..

Zaten hepi topu benim üç kişiden hoşlanma durumum oldu hayatta..Hiç günübirlik birşey yaşamadım ben..Hala da nasıl yaşayabiliyorlar çok şaşırıyorum..Bu yaşımdayım ve bunu anlayamıyorum..Benim bu durumlarım en az beş sene sürer..Kabul ediyorum hastalıklı bir durum da olabilir ama..Sadece olsun diye olmuyor bende..Öyle şeyleri sevmiyorum..Kendime ihanet gibi..Kendimi kirletmek gibi geliyor..Ruhumu başta..Bu da çok dik durmama neden oluyor..Zorluyorum bazen kendimi bir ilişkim olsun diye..(bu zorlama kendi kalbimde..Beynimde)..Çünkü bazen ilşkim olup olmadığına dair sorular boğuyor beni..

"Yok mu kızım senin aşkın"
"Yok"
"aaa neden ? ne kadar güzel kızsın sen..Hem de çok akıllısın.."

İçimden: "yok ulen yok..olsa seni alaşağı ederdim şimdi ama malesef yok.."


Bazen de

"Yaş kaç senin?"AAA bu yaşında bak kızım evlen artık.Olmaz ama yanlız.."

İçimden: "ulan senin gibi meraklı olsam kocaya.. Benim şu yaşımda iki tane çocuğum olurdu..Fakat ben ruhuma iyi gelecek adamı arıyorum.."

Dışımdan: "İşte kader kısmet teyze..Hayırlısı ne ise o olsun değil mi?" (ya burada yanlış bir durum yok mu ..O beni teselli etmeliydi değil mi?)
karşı taraf: " amin tabi amin"
(büyük ihtimalle içinden :"kim alır ya bunu yaşı gelmiş 30'a..Artık evde kalır bu")

Neyse lafı uzatmayayım..Bazılarını son derece profesyonelce davranabileceği bu durumda tamamen amatörce davrandım..Ama pişman mıyım? Hayır..Zaten ben son derece modern bir tip olmama rağmen bu tip konularda bazılarının belki geri kafalı ve tutucu diyebileceği kıvamda bir tipim..Hiç inanmam ; eski aşktan arkadaş olma lafına..Olmaz çünkü bana göre..Yapabilene aferin ama olmaz bence ..Bir kere samimi olmaz ki..O konuşur, sen iç sesinle cevap verirsin ona..Sen konuşursun , o iç sesiyle degerlendirir dediklerini..

Burçin' e gelince...Vitrinden içeri bakışını hiç kaçırmadım ama..Orada mıyım diye bakıyordu tilki herif...Neyse...Ama garip işte...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

garip bir durum olmus gercekten...umarim o ruhuna iyi gelecek adami bulursun-bulunca da cok mutlu olursun.