30 Aralık 2008 Salı

Magazinin kodları ..Ay pardon magazinin akrabaları

Ben magazini seviyorum..Biraz tabi algılarımın açıklığı ve bir zamanlar bu ortamların bizzat tam da içinde olmamın verdiği bir müthiş bir bilgi akışı var..Neyse..Bugünki konum benim bir zamanlar fanatiği olduğum ;şimdiki zamanda da gerçekten zeki ve sevimli bulduğum bir televizyon karakteri; Okan Bayülgen...

Okan'ı severim ben..Zeki ve hınzır bulurum..bir zamanlar çalıştığım noktada çok sık karşılaştığım bir kişilikti kendisi.Yani konuşmuşluğum veya özel bir dostluğum yok..Sadece ben üniversitedeyken katıldığı bir ödül töreninde karşılaşıp çocukca bir kendini gösterme telaşı içine girmiştim.O kadar yani..

Neyse kendisi şimdi evleniyor..İlk önce geröekten garip buldum durumu..Belki bu kadar garip bulmayabilirdim ama kendisininde hep yadırgadığı bir olayı şovlarında kendisi bile yapmaya başlayınca "tamamdır dedim bu adama birşey olmuş" Şaşırdığım durum; kendisinin gece şovunda durmaksızın özel hayatının kodlarını ele verecek sinyalleri göndermesi..Belki açıkca evlenicem demiyor ama "ben artık başı bağlı bir adamım" diyor.Belki çocuğum olacak benim demiyor ama " sevgilim bu fotoğrafı çocuğumuzun ruh durumuna göre odasına koyarız" diyor..O zaman bende " bu ne lahana bu ne perhiz" diyorum..Çok tuhaf..Yıllarca bunu eleştirdi..Özel hayatını sözde elinden geldiğince gizlemeye çalıştı.Peki o halde şu anda yaptığı ne oluyor ki?

Bu durumu birkaç başlıkta özetleyebiliriz gibime de geliyor benim..Ya Okan yaşlandı..Bu şekilde ilgi görmek istiyor.Ya Şirin'e gerçekten çok aşık ve durumun ilk sarhoşluk anında veya Okan'ın geceyarısı şovu beklenen ilgiyi çekmiyor ve o nedenle dikkati çekmeye çalışıyor.

Ama en garibime giden geçtiğimiz hafta Sabah gazetesine verdiği röportaj..Orada çocugunun 25 günlük olduğundan tutun düğün tarihlerine ;düğün tarihlerinden tutun balayı programlarına kadar bahsediyor ve beni dumura uğratıyor..Ardından da beni gerçekten şaşırtan şu cümleyi kuruyor."Şu anda Şirin'le ilgili bir şüphem yok ama kendime uzun yıllar için yasak koydum,boşanma kelimesini ağzıma almamak üzere"

Şimdi ben Şirin olsam çok üzülürdüm bu lafa..Demek ki bir ihtimal hep olabilir bu durum diye..Yani bu gerçek tüm insanlar için var ama bunun dile getirlmesi olayı çok sıradan bir hale getiriyor..Yani bizlerden herşeyi çok sıradan olarak algılamamız isteniyor.Boşanabiliriz ; ee ne olmuş diye..İşte ben buna karşıyım..Bir de toplumdaki rol modeller bunun daha kolay telaffuz edince daha da kolay gibi düşünülüyor herşey..Okan bunu boşanmış bir aile çocuğu olduğu için telaffuz etti..Yani belki iyi niyetli etti o lafı. Çünkü benimde boşanmış aile çocugu olan bir kaç arkadaşım oldu..Onlar hep şunu savunurdu.."biz asla çocuğumuz olursa boşanamayız" Bende nedenini merak ederdim.."bizim yaşadıklarımızı yaşamasın onlar derlerdi..Şimdi Okan da cocuğu aynı yollardan ve düşüncelerden geçsin istemiyor..Anlıyorum ama hamile bir kadınında bunu gazeteden okuması düşündürücü hatta tehlikeli olabilir gibime geliyor..

Tabi bu röportajı okuduktan sonrada kesin dedim Osmantan ile Ebru ayrılırlar yakında..Ve bugün gazeteden okudum ayrılmışlar..Aslında bu magazinin kodları hep aynı..Kodlar basit, tipler farklı..Ve hepsi uzaktan yakından birbiri ile akraba:)))

Hiç yorum yok: